29 Kasım 2011 Salı

Tempo...

Dünkü o uppppp uzun yazıyı yazamadım:( neden mi?? çünküüüü uyudum...Dün planladığımız gibi gitmedi sadece kahvaltıyı tutturabildim:)) toplantı bugüne ertelendi tarabya'ya atolyeye gidildi ordan ofise dönüldü derken Berti aradı anneeeeeee nerdesin yarın fen sınavı var şaçlarım diken diken kalabalık bir cümle kurup en son sınav benim mi senin mi dediğimi hatırlıyorum:) Sonra eve gelip bana kızgın olan oğlumu yatıştırıp neleri çalıştığı kontrol edildi,bir kaç eksik tamamlandı.Sofra hazırlanırken Berti bugün okula renkli kartonla gimesi gerektiğini hatırladı:( kırtasiyeye gidip istenilen malzemeler tedarik edildi ve yemeğe oturuldu..sonrası malum bulaşıklar makinaya kondu ortalık üstün körü toplandı veee mutlu sonnnn...Davit hep birlikte zevkle seyrettiğimiz" The big bang theory"nin önceki sezonlarını indirmiş zevkle TV karşısına oturduk yanımda netbook, diğer yanımda Davit önümde TV :))  ilk bölüm bitti ikinci başlayana kadar iki ara bi derede Dilekk rüyalar aleminin en güzel yerinde... sonrası malum...derken benim yazıı başka bahara kaldı...amaa azimliyim o yazı mutlak yazılacak ve başlığıda "ben yaptım siz yapmayın" olacak ...
Neyse ki sabah enerjimi toplyarak uyandım.Hazırlanıp evden çıktım. Kulağımda  "Mamma Mia" soundtrack eşiliğinde daha da enerjimi toplayarak şarkıları bağıra bağıra söyleyerek ofise geldim... Nedense millet tip tip bakıp durdu kardeşim hiçmi şarkı söyleyen insan görmemiş bu millet bende mi tuhaflık bilemedim...
Bakalım gün bize neler gösterecek bugün herkese mutlu,enerjik kahkahnın eksik olmadığı bir gün diliyorum...

28 Kasım 2011 Pazartesi


Dakka bir gol bir :))


Bu iş fazla sürmez... ben kastım kendimi... mesajlar geliyor eee bu kadar mı? kaç saat oldu birşey yazmadın?? Günlük gazete çıkarmıyoruz burda valla kolaysa gelip siz yazın töbe töbe:)) Üstüme gelmeyin,  germeyin beni güya stres atmak için yaptık bu mekanı amaa biliyorum beni iyi tanıyanlar sürekli gaza gelmem gerektiğini biliyor, ne kadar maymun iştahlı olduğumu da yok bu sefer vazgeçmek yok siz,  yeter,  yazma, sıkııııllldık diyene kadar burdayım:))) Allah kolaylık versin tabii hepinize:)) 


Post it: Bugün yapılacaklar, sabah yeniköyde dostlarla kahvaltı, sonra ofis, sonra topkapıya toplantıya sonraaaa inşallah tek parça halinde eve dönüş... 
Akşam iyi olursam uzun zamandır paylaşmak isteyip de bir türlü fırsat bulamadığım bir konu hakkında detaylı upppppp uzun bir yazı yazmayı planlıyorum.Tabiii klavyenin başında uyuya kalmazsam:)


Beni özleyin...



























27 Kasım 2011 Pazar

Mutluyum, mutlusun, mutlu...


Pazartesi gününden beri ilk defa bugün hava kararmadan eve girebilmenin mutluluğu içindeyim... Geçen hafta Berti boy boy resimlerimi çekti, artık seni daha fazla görebileceğim diyerek bana  verem olma yolunda bir adım daha attırdı. Eskiden olsa çokktaann karalar bağlamıştım ama artık bunları aşmam gerektiğini öğrendim. Ben  büyüdüm galida bazı konularda daha bencil olmayı da öğrendim.Yoğun çalışıyorum, bir sürü yere yetişiyorum, bir sürü sorunla boğuşuyorum, gönüllü işlerle uğraşıyorum bu koşuşturmanın arasında arkadaşlarıma vakit ayırmaya gayret gösteriyorum ve çok yoruluyorum ama hayatımda hareket ne kadar çoksa   kendimi o kadar daha iyi hissediyorum  hattaa yaşadığımın farkına varmamda çoooook büyük  katkı sağladığını anladım... Anladım kii insanın çevresini mutlu etmesi için önce kendisini mutlu etmesi gerekiyor. Ben mutlu olma yolumu buldum eskiye göre hayatla, kendimle, dostlarımla daha barışık yaşamanın keyfini çıkarıyorum şimdi. Biliyorum ki mutlak herkes için bir yol var henüz keşfedememişlere tekrar tekrar denemeye değer diyorum.

25 Kasım 2011 Cuma

Selam,,,

Çok düşündüm... blog dünyasının bana ihtiyacı olduğuna karar verdim...baktım bu taşın altında ben yokum şaşırdım  nasıl atlamışım... bunca yıldır kendimden yoksun bırakmışım bu alemi:)) neyse nerden dönsem kardır artık ben de burdayım...
Facebook yetmedi, iki cümle yazı, bir resim beni kesmedi...benim gibi geveze ve sürekli homurdanan biri için daha uzun cümlelerin kurulabilceği bir platform şart oldu...ne yazacağım konusunda pek kararlı değilim ben öyle romantik yada felsefi şeyler yazacak biri hiiiiç değilim  yazsam yazsam gün içinde sıkca yaşadığım beni hasta eden çoğu zaman çingar çıkarıp kavga ettiğim roman olacak diyalogları, trafik tacizcilerini, birbirine tahammül edemeyen, saygısız neandertalları, karşı olduğum, gıcık olduğum herşeyi yazabilirim...Bu işi devam ettirebilirmiyim ne kadar sürer bu heves onuda bilmiyorum...bekleyip görücez:)